Yeni Pencere ya da Sekmeyle açın}..Nosta1Ses Klibi50'..Nosta2Ses Klibi60'..Nosta3Ses Klibi60'..Nosta4Ses Klibi50'- 60'..Nosta5Ses Klibi70'..Nosta6Ses Klibi80'..Nosta7Ses KlibiOperalar

LADY D'ARBANVILLE [Günay Tulun]

45'lik bir plak, 1970 yılı Nisan ayı içinde, müzik dünyasına muhteşem bir giriş yapar.
Island Records markasıyla basılan bu plağı seslendiren, Cat Stevens; eserin adıysa Lady D'arbanville'dir. Plak çıkar çıkmaz, tüm dünya listelerinde hızla yükselmeye başlar. 
Dinleyen hemen herkesin içini burkan, onu hüzne boğan bu şarkı; Cat Stevens'in büyük aşkı Patti D'arbanville için yazılmıştır. "Folk rock" tarzında söylenmesi de şarkının içindeki hüznü şaşılacak derecede artırır. Bazıları bu ritmi neşeli bulur, ama şarkının sözleri buğulandırır gözlerini; kimisi de anlamını bilsin bilmesin sözlerden değil, müzikle inanılmayacak kadar bütünleşmiş Cat Stevens'ın sesinden etkilenir.
PlayBir süre önce, yine Cat'in; Wild World adlı şarkısına konu olan bu Patti kimdir? Aktrislik yaparken, "Pop Art" denen sanat tarzının temsilcilerinden Andy Warhol tarafından keşfedilmiş, bir dönem modelliğe yönelmiş, sonra yeniden aktrisliğe dönerek, bugüne dek otuz üç sinema filminde oynamış biridir. Hayat, onun önüne birkaç evlilik koymuştur.
Çok güzel, güzelliğinin derecesi kadar da hercai gönüllü bir kızdır.
Arada kilometrelerce yol, kıtalararası seyahat riski olmasına rağmen; aynı dönemde, hem Cat'le hem de Amerikalı aktör Don Johnson'la birlikte olduğu söylenir.
Anlaşılan ikisini birden sevmiş, bir diğeriyle ilişkisini kesmeyi başaramamıştır.
Uğruna vereme yakalandığı bu güzel kızı kalbinden bir türlü söküp atamayan Cat'se; aşkın kalbini mengenelerle sıktığı gecelerden birinde, Patti'yi öldürüverir.
Eyleme dönüşmemiş bu cinayet, şarkının mısraları arasında işlenmiştir.
Cat Stevens, işlediği cinayeti; "My Lady D'arbanville" sözleriyle başlayan 45 devirli bir plakla tüm dünyanın önünde itiraf eder.
Orijinal hâline uymasa da öyküyü şu ifadelerle Türkçeleştirebiliriz:
Kadınım D'arbanville, 
Yusuf İslam [Cat Stevens]-Lady DarbanvilleNeden hareketsiz yatıyorsun bu denli? 
Yarın uyandıracağım seni... 

Ve sen benim, 

Evet benim; olacaksın eşim!..
Kadınım D'arbanville, 
Neden böylesine üzersin beni? 
Atışları duyulmuyor kalbinin 
Nefes almıyorsun, sanki...
Kadınım D'arbanville,
Neden hareketsiz yatıyorsun bu denli? 
Yarın uyandıracağım seni... 

Ve sen benim, 

Evet benim; olacaksın eşim!..
Kadınım D'arbanville,
Ö
yle soğuk görünüyorsun ki bu gece 

Kışı hatırlatıyor dudakların.
B
embeyaz tenin!..
Kadınım D'arbanville, 
Neden hareketsiz yatıyorsun bu denli? 
Yarın uyandıracağım seni...

Ve sen benim, 

Evet benim; olacaksın eşim!..
Cat ve PattiKadınım D'arbanville 
Neden üzersin böylesine beni? 
Atışları duyulmuyor kalbinin 
Nefes almıyorsun, sanki...

Kadınım, sevdim seni...  

Yattığın mezarda bile  
Her an olacağım seninle... 
Solmayacak bu gül hiç!..
Solmayacak bu gül hiç!..
Cat; İsveçli bir anneyle, Kıbrıs Rum'u olan bir babanın üçüncü çocuğudur. Doğum adı, Steven Demetre Georgiou'dur. Küçük yaşta ana-baba boşanmasının acısını çeken o bahtsız çocuklardan biridir.
1966 yılında, benim de çok beğendiğim "Mathew and Son" adlı şarkısını yaptığı sıralarda Cat Stevens adını alır. 1976 yılında geçirdiği bir kazada boğulmak üzereyken, Allah'a; "Tanrım, beni kurtarırsan senin için çalışacağım." sözleriyle yalvarır. Kazadan inanılmaz bir şekilde kurtulur. Yine de üzerinde derin etkiler kalmıştır. Ruhsal dünyasında birtakım değişimler hisseder. Tam o dönemde kardeşi David'in, "Belki ferahlamasına yardımcı olur." niyetiyle armağan ettiği Kur'an-ı Kerim; önünde yepyeni ama çok farklı bir ufuk açar.Müslümanlığı seçer ve Yusuf İslam adını alır.
İşte, Lady D'arbanville'in çevresinde dönen olayların kısacık öyküsü bu...
Nefis bir şarkı, duygu dolu bir insan, güzel bir kız ve onların yaşamlarından küçük kesitler! 

Yenilerini anlatırken, birlikte olmak dileğiyle…
s_56299darb (1)


Günay Tulun
Bu yazının da dâhil olduğu "Bir Şarkı ve Öyküsü" serisi,
YAZARLAR ve OZANLAR GRUBU yazarlarından
Sayın İdil Tulun'un radyo için hazırladığı "Şarkılar ve Öyküleri" ile 
"
Bir Şarkı Bir Öykü" 

  • adlı programlar için yapılmıştır.

LILI MARLEN ÖYKÜSÜ [Mete Esin]

Hans Karl Hermann Gottfried Leip veya kısa adıyla 
Hans Leip… 22.09.1893’te Hamburg’da doğmuş bir Alman şairi, roman ve hikâye yazarıdır. 1915’te asker sıfatıyla katıldığı Birinci Dünya Savaşı’nda, Marlen ismindeki genç hemşire kızla tanışmıştır. Ancak, kendisinin bundan öncesinde Lili isimli kızla da gönül birliği olmuştur.

Hans Leip, geleceğin bir şair ve yazarıdır ya... Bunun idmanlarına asker ocağında başlamıştır ki, daha orada bu iki aşkını aynı isim ve kimlik altında birleştirip şiire çevirmiştir.

Leip’ın Lili Marlen dediği şiirde, genç bir kadınla onun asker sevgilisi anlatılmaktadırlar. Şiirin gerçek kahramanlarıysa, elbette ki kendisi ve o iki sevgilidirler. Şu var ki...

Dediğimiz üzere, iki ayrı sevgili, şiirde bire indirgenmişlerdir! 

Kışla, kapı, fener gibi sözlerle başlayan şiir, oldukça duygulu ve etkileyicidir.Hans Leip 1936
Tam adı Norbert Arnold Wilhelm Richard olan Norbert Schultze de, 26.01.1911’de Braunschweig’da doğmuş gene bir Alman bestecisidir. 

Bu ikilinin ortaya koyacakları dünya ölçeğindeki kompozisyonun üçüncü kişisi, o boğuk ve buğulu sesiyle Lale Andersen adındaki bir tiyatro oyuncusu ve şarkıcı kadın olacaktır. Lale Andersen Bremerhaven’de doğmuş (23.03.1905) olup, Danimarka’yı çağrıştıran soyadına rağmen o da bir Alman’dır.

Bunlardan ilk ikisinin yolları 1938 yılında kesişmiş ve Hans Leip’in Lili Marlen şiirinin bestesi üzerinde anlaşmaya varılmıştır. Beste tamam olunca sıra bunun 
icrasına gelecektir. Şair ve besteci, Lale Andersen’le işte bu noktada buluşmuşlardır. 


Besteyle icrasının 1941’e kadarki macerası farklı-farklı yazılmaktadır. Tezlerden birine göre başlangıç hüsrandır. Başka bir teze göreyse, daha başlarda yedi yüz bin satmış bir plak söz konusudur ki, sonraki gelişmelere bakılacak olursa bunun doğru olması gerekmektedir. Diğer yandan da Alman Hükûmeti cephelerdeki askerlerin morali için bir beste düşünmektedir. 
Özellikle, Libya-Mısır çölünde savaşan Erwin Rommel ordusu için…
Liese-Lotte Helene Berta Bunnenberg [Lale Andersen] [Fotoğraf: Günay Tulun Arşivi]
Play
Ayrıntılardan arınıp devam edersek, Belgrad’dan yayın yapan Alman askerî radyosu 1941’de besteyi bir çalmıştır ki, dost-düşman âdeta ayağa kalkmışlardır! 
Böyle bir güfte ve onun duygu örülmüş bestesi, askerlerin savaş şevkini kıracak diye, derhâl harekete geçen Alman Hükûmetince yasaklanmak bile istenmiştir. Ancak… Uyguladığı üstün savaş stratejisiyle büyük başarıları imzalamış ve bugün hâlâ “Çöl Tilkisi” diye anılan bir general Erwin Rommel vardır. Askerlerinin duygularına tercüman olup, Hükûmeti’nin kararına, bizzat ve derhâl karşı çıkmıştır. Sonuçta, Lili Marlen yayımlanmaya devâm olunmuştur.
Lale Andersen ve Lili Marlen Anıtı [Fotoğraf: Günay Tulun Arşivi]
Olayın sonrası daha da ilginçtir. İlk yayının ardından Alman cephesi şöylesi bir dalgalanmıştır. Artık, her asker şarkıda biraz kendini 
bulmaktadır. Cephedeki Alman askerleri, yayın sırasında durup Lili Marlen’i dinlemekte, sonra kaldıkları yerden savaşa devam etmektedirler! Peki, yalnız Almanlar mı?.. Müttefikler de aynen böyle!.. Müttefik askerleri, biraz marş, biraz vals ritmindeki Almanca şarkının sözlerini anlamasalar da son derecede yumuşak ve hazin bir ilahî, âdeta oratoryo karşısında ilgisiz kalamamışlardır.

Mesela… Bir gün, Alman siperlerinde savaşa ara verilerek Lili Marlen dinlenirken, hemen karşıdaki İngiliz siperlerinden bozuk Almanca’sıyla bağıran asker şunları söylemiştir: "Heeey, radyonun sesini biraz açsana!" 


Bundan sonra da, İngiliz Hükûmeti gerçeği kabul etmek zorunda kalmış, güfteyi İngilizce’ye çevirtip, onlar da ayrıca yayına başlamışlardır! Savaşın sonlarına kadar, her iki cephede ve her gün bir düzen içinde bu şarkı dinlenmiştir. 


Güftesi tam elli dile çevrilmiş melodi, sonraki bir dönemde, gene bir Alman olan Hollywood sanatçısı Marlene Dietrich’le de özdeş olmuştur. Filmleri yapılmış, bir süre de böyle gündemde kalmıştır. 

Norbert Arnold Wilhelm Richard [Norbert Schultze] [Fotoğraf: Günay Tulun Arşivi]
Daha önce, dünya müzik târihine kesin damgalarını vurmuş olan Almanlar, sanki, kendilerini bir de böyle ortaya koymuşlardır. Nitekim, Lili Marlen melodisi daha sonra dünya müzik klasiklerinden biri olacaktır. 


Hans Leip, doksan yıllık bir ömrün sonunda 06.06.1983’te İsviçre-Früthwilen’de, Norbert Schultze de doksan bir yılın sonunda, 14.10. 2002’de Almanya-Bad Tölz’de hayatlarına veda etmişlerdir. Üçüncü kişi Lale Andersen ise, yakalandığı kanser sebebiyle çok daha erken tarihte (23.03.1972) hayattan ayrılmış bulunmaktadır. 

Maria Magdelene Dietrich von Losch, yani Marlene Dietrich’e gelince... 12.12.1901’de Berlin’de doğup, 06.05.1992’deyse Paris’te ölmüştür.
O dahi, doksan bir yıl gibi hayli uzun bir ömrü yaşamıştır.

Lili Marlen, Lili Marlen, Lili Marlen…
O bir hatıradır ki, yetmiş yıl önce kendisini yaratanlar ve şöhrete kavuşturanlarla birlikte hâlâ yaşamaya devâm etmektedir.

Dünya durdukça da etmek üzere!


Lale Andersen Anıtının Kitabesi [Fotoğraf Günay Tulun Arşivi]Sonradan değişik sanatçılar tarafından yorumlanmış çok sayıda 45 devirli plağı basıldı ama hiçbiri, Lale Andersen'in bugün "Taş Plak" olarak adlandırdığımız 78 devirli plağı kadar geniş kitleleri etkilemedi. Çünkü o eser okunduğunda yıl 1939'du ve dünya bir deli yüzünden birbirine girmiş, savaşmaktaydı. Plakta çalan orkestra: Bruno Seidler Winkler Ges m. Orkestrası [Fotoğraf Günay Tulun Arşivi]Sonradan değişik sanatçılar tarafından yorumlanmış çok sayıda 45 devirli plağı basıldı ama hiçbiri, Lale Andersen'in bugün "Taş Plak" olarak adlandırdığımız 78 devirli plağı kadar geniş kitleleri etkilemedi. Çünkü o eser okunduğunda yıl 1939'du ve dünya bir deli yüzünden birbirine girmiş, savaşmaktaydı. Kapağını gördüğünüz plakta çalan orkestra: Bruno Seidler Winkler Ges m. Orkestrası [Fotoğraf Günay Tulun Arşivi]


Mete Esin [Yazar]
Günay Tulun [Fotoğraflar, orijinal sözler, müzikal yayın, akorlar, kayıt]
LİLİ MARLEN [Orijinal Sözler]
Şarkının Gerçek Adı: “Das Mädchen unter der Laterne”
Almanca Orijinal Sözleri Yazan: Şair Hans Leip – Şiirin Yazıldığı Yıl: 1915
Besteci: Norbert Schultze – Plak Kaydı: Electrola - Solist: Lale Andersen
Vor der Kaserne, 
Vor dem großen Tor,
Stand eine Laterne
Und steht sie noch davor.
So woll'n wir uns da wiederseh'n,
Bei der Laterne woll'n wir steh'n,
Wie einst, Lili Marleen.
Unsere beiden Schatten
Sah'n wie einer aus,
Daß wir so lieb uns hatten,
Daß sah man gleich daraus.
Und alle Leute soll'n es seh'n,
Wenn wir bei der Laterne steh'n,
Wie einst, Lili Marleen.
Schon rief der Posten:
Sie blasen Zapfenstreich,
Es kann drei Tage kosten!
Kamerad, ich komm' ja gleich.
Da sagten wir Aufwiederseh'n.
Wie gerne wollt' ich mit dir geh'n,
Mit dir, Lili Marleen!
Deine Schritte kennt sie,
Deinen schönen Gang.
Alle Abend brennt sie,
Doch mich vergaß sie lang.
Und sollte mir ein Leid gescheh'n,
Wer wird bei der Laterne steh'n,
Mit dir, Lili Marleen!
Aus dem stillen Raume,
Aus der Erde Grund,
Hebt mich wie im Traume
Dein verliebter Mund.
Wenn sich die späten Nebel dreh'n,
Werd' ich bei der Laterne steh'n
Wie einst, Lili Marleen!
ŞARKININ AKORLARI
İngilizce Sözleri Yazan: Tommie Connor - Yıl: 1945
Plak Kaydı:  Solist "Marlene Dietrich"
C                     G          
Outside the barracks, by the corner light
G7                    G               C    C7
I'll always stand and wait for you at night
F                C
We will create a world for two
     G                C
I'll wait for you the whole night through
    G7   G       C
For you, Lili Marlene
    G    G7      C
For you, Lili Marlene

C                    G
Bugler tonight don't play the call to arms
G7             G                C     C7
I want another evening with her charms
F                    C
Then we will say goodbye and part
     G               C
I'll always keep you in my heart
     G7  G       C
With me, Lili Marlene
     G   G7      C
With me, Lili Marlene

C                      G
Give me a rose to show how much you care
G7                G              C   C7
Tie to the stem a lock of golden hair
F                C
Surely tomorrow, you'll feel blue
    G                C
But then will come a love that's new
    G7   G       C
For you, Lili Marlene
    G    G7      C
For you, Lili Marlene

C                    G
When we are marching in the mud and cold
G7                     G               C   C7
And when my pack seems more than I can hold
F                 C
My love for you renews my might
    G              C
I'm warm again, my pack is light
     G7   G       C
It's you, Lili Marlene
     G    G7      C
It's you, Lili Marlene

Set8 

O ZAMANLAR [İdil Tulun-Günay Tulun]


Woodstock 1969
 Cızırtılı 45'liklerle ilgili yazımızı okuduktan sonra, bazı dostların  aklına; "O günlerde ülkemizde neler oluyor, bu arada insanlar  hangi tür müzikle haşır neşir oluyordu?" sorusu takılmış.
 Tıpkı bizim gibi... 


 Biz de ABD-Việt Nam Savaşı'nın, Kıbrıs'ı kendi toprakları  arasına  katmak amacıyla darbe yapan Yunanistan'ın bu  darbesini etkisiz  kılmak ve zulüm gören soydaşlarını  kurtarmak için uluslararası  hukuk kuralları çerçevesinde  Türkiye'nin Kıbrıs'a çıkışının,  ABD'nin ülkemize ambargo  uygulamasının, dünyanın en güçlü  monarşilerinden biri olan  İran'ın başındaki Şah Rıza Pehlevi'nin  bir çırpıda  devrilmesinin, bundan kısa bir süre sonra çıkacak olan  İran-Irak Savaşı'nın fazlaca duyulan ayak seslerinin, bitmek  tükenmek bilmeyen öğrenci olaylarının, her gün birkaç gencin sağ-sol kavgasında birbirine kıymasının, çeşitli anarşik olayların, askerî yönetimlerin ve devalüasyonlarla dolu bir ortamda yaşamanın sıkıntıları arasında "İnsanımız o günlerde neler dinlermiş?" diye düşünüp dururuz bazen. 

Bugüne kadar da "ilk fırsatta bir araştıralım" der, sonra; günlük işlerin yoğunluğu içinde, bu konuya ayıracak zaman bulamazdık. 
Bu kez bulduk o fırsatı ve başladık araştırmaya...
Sonuç gerçekten de ilginç.
Vardığımız sonuç desek daha doğru olur.

Bugün ilk duyduğumuz anda hemen dikkatimizi çeken, hepsi birbirinden güzel eserler o günlerin ürünleriymiş meğer. O günlerin Türkiye'sinde yaşanan müzik zevk ve bilinci, bugünkü düzeyin çok çok üstündeymiş.

Hadi gelin, hep birlikte dönelim o günlere... 
Hem de bu yazı için, en zayıf listelerden birinin yayınlandığı 2 Aralık 1970 gününü ele alarak... 
Bundan 40 küsur yıl önce o kargaşa günlerinde insanlar neler dinler, listeler bize neler anlatır diyerek giriyorum konuya... 

Klasik müzik plakları listelerin ilk sıralarında yer alamasa da bayağı bir satış rakamına ulaşmaktaymış. 
Doruktakiler:Karaca-Manço

Klasik müzik tarzında yapılmış eserleri "Batı Müziği"ne adapte eden Arjantinli ünlü kompozitör Waldo de Los Rios'un kamçıladığı plak piyasası; Paul Mauriat, James Last, Raymond Lefevre gibi büyük orkestraların aranje ettiği bu tür parçalarla şaha kalkmış. Bu arada Waldo de Los Rios Orkestrası'yla Beethoven'un 9. senfonisi Ode To Joy'u "A Song of Joy" adıyla plağa okuyan Miguel Rios ve ardından İnci Avcıları'ndan bir aryayla Marcus, bu tür müziği iyiden iyiye sevdirmiş bizlere... Geçmişte de Alexander Borodin'in "Prens İgor Operası'ndan Poloveç Dansları"nı Vic Damone, Perry Como, Dario Moreno gibi sanatçılar "Stranger In Paradise" ismiyle dünyaya sunmuş; Joaquín Rodrigo'nun ünlü gitar konçertosunu Richard Anthony "Aranjuez Mon Amour", Alpay'sa "Esterella del Mar" adıyla plak yapmışlardı. Bu ve buna benzer çok sayıda eser, bu tür müziğe iyiden iyiye aşina olmamızı sağlamıştı.

Türkiye radyolarının çok eski yıllardan beri sürdürdüğü her türlü müziğe yer veren anlayışını da yabana atmamak, hatta kutlamak gerek.

1970 yılının Aralık ayı başında, müzik çevrelerinde, en fazla şunlar konuşulmuş:
"Anadolu Pop"un yükselişini gümbür gümbür sürdürmesi... Cliff Richard’ın sanat hayatında 13. yılını dolduruşu... Cat Stevens’ın unutulmaz eseri "Lady D’arbanville"in çıkışı... İngiltere’nin dört büyük müzik festivali "Bath, Plumpton, Yorkshire ve Isle of Wight"ın yükselen ünü... "Woodstock"ın; özlenen, sabırsızlıkla beklenen bir festival kimliğine bürünmesi... Festivallerde Deep Purple’ın binlerce kişiyi çılgına döndürüşü... Cem Karaca’nın "İlk Öğrendiğim Şarkı Johnny Guitar, ilk sevdiğim kız Suadiyeli Nesrin” sözleri...

2 Aralık 1970 günü listelerde gezinenlerse şunlar: 

YABANCI UZUN ÇALARLAR: DORUKTAKİ 10
1.Tom - Tom Jones
2.Moog Espana - Moog Sid Bass
3.Woodstock - Orijinal Woodstock Müziği
4.Credence Clearwater Revival - C.C.Revival
5.Alive Alive O - Jose Feliciano
6.We Made It Happen - Engelbert Humperdinck
7.Let It Be - Beatles
8.Golden Greats - The Ventures
9.Led Zeppelin II - Led Zeppelin
10.Ajda Pekkan - Ajda Pekkan


TÜRK MÜZİĞİ UZUN ÇALARLARI: DORUKTAKİ 5
1.Emel Sayın
2.Zeki Müren
3.Müzeyyen Senar
4.Behiye Aksoy
5.Yaşar Özel


TÜRK MÜZİĞİ 45'LİKLERİ: DORUKTAKİ 20
1.Yarım Kalan Aşk - Behiye Aksoy

2.Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim - Güzide Kasacı
3.Unuttun Beni Zalim - Zeki Müren
4.Arım, Balım, Peteğim - İsmet Nedim
5.Sevemedim Kara Gözlüm - Şükran Ay
6.Aşkın Kanunu - Emel Sayın
7.Ömrümce Adım Adım - Mustafa Sağyaşar
8.Vicdan Azabı - Orhan Gencebay
9.Sevenler Mesut Olmaz - Orhan Gencebay
10.Bir Fincan Kahve - Şükran Ay
11.Kıskanırım - Gönül Akkor
12.Uykuda mısın Sevgili Yârim? - Nebahat Yıldız
13.Ömrümce Adım Adım - Ziya Taşkent
14.Bir Fincan Kahve - Nuri Sesigüzel
15.Ne Senin Aşkına Muhtaç - Gönül Yazar
16.Açık Bırak Pencereni - Yaşar Özel
17.Aşkımı Süpürmüşler - Sokak Çocuğu Ali

18.Asmam Çardaktan - Özay Gönlüm
19.Emmioğlu - Nuri Sesigüzel
20.Son Ümidim de Bitti - Mustafa Sağyaşar


Listelerdeki Kaynaklar:
Disko Papağan (Eskişehir), Galeri Böcek (Laleli-İstanbul), Hey Dergisi
(Türkiye), İstanbul Plak (Kadıköy-İstanbul), Karakedi Plakevi (Beyoğlu-
İstanbul), Lale Plak (Tünel-İstanbul), Sahibinin Sesi Plakları (Sirkeci-
İstanbul), Zuhâl Plakevi (Çemberlitaş-İstanbul)...

 İdil Tulun

 Günay Tulun